Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası dönemde herhangi bir nedene bağlı olarak iskelet (kemik), kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşamdaki gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan, bu nedenlerle korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye bedensel engelli; bu duruma yol açan durumlara ise bedensel engel denir. Bedensel engelleri nedeni ile sağlıklı kişilerden farklılaşan ve eğitim hizmetlerinden gereğince yararlanamayan bu bireylerde bilişsel, psiko sosyal ve duyusal gereksinimlerin yanı sıra hareket ve fonksiyonel yeteneklerin geliştirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Çeşitli nedenlerle kaba ve ince motor gelişim becerileri olumsuz yönde etkilenmiş bu kişilerin kendilerinden beklenen fonksiyonel hareket ve becerileri yerine getirmeleri değişik derecelerde kısıtlanmıştır.

  •  Kas Kuvvetinin Artırılması
  •  Normal Eklem Hareketinin Sağlanması
  •  Kısalıkların Giderilmesi
  •  Kas Koordinasyonunun Sağlanması
  •  Vücut Dengesinin Geliştirilmesi
  •  Normal Motor Gelişim Evrelerinin Takip Edilmesi ve Desteklenmesi (Baş Kontrolü, Dönme, Oturma, Dizüstü     Pozisyonda Durma, Ayakta Durma ve Yürüme)
  •  Mevcut Fiziksel Yeteneklerin Belirlenmesi ve Geliştirilmesi
  •  Günlük Yaşam Aktivitelerinde Kişinin Bağımsızlık Düzeyinin Belirlenmesi ve Geliştirilmesi
  •  Koruyucu Fizyoterapi (Ortaya Çıkabilecek Problemlerin Önceden Belirlenmesi ve Önleminin Alınması)
  •  Fiziksel Yetersizliklere Yönelik Uygun Ortezin Belirlenmesi ve Eğitimi’nin Verilmesi
  •  Günlük Yaşam Aktivitelerine Yönelik Eksiklerin Giderilmesinde Yardımcı Cihaz ve Alet Seçim Bunların       Eğitimi’nin Verilmesi
  •  Aile Eğitimi
  •  Bireyin Yaşam Standartlarının Artırılması

Zeka; doğuştan var olan ve hayat boyunca deneyimlerle gelişen problem çözme gücüdür. Bu güçle insan kendisini ve çevresini anlar, olayları muhakeme eder, sonuçlar çıkarır ve uyumla hayatını devam ettirir. Zihinsel Engellilik; doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişimsel dönemde ortaya çıkan, uyumlu davranışlarda görülen yetersizliğe ilaveten dikkat, algılama, bellek ve muhakeme gibi genel zeka fonksiyonları açısından normalin altında olma durumudur. Zihinsel engelli bireyler kişisel bakım, çevreye uyum, dil, iletişim ve duyusal motor becerilerinde yaşıtlarına göre geç ve yavaş gelişirler.

  • Bağımsız yaşam becerileri kazanmaları,
  • Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanmaları,
  • Psikomotor becerilerini geliştirmeleri,
  • Dil ve konuşma becerilerini geliştirmeleri,
  • Sözlü ve yazılı anlatım becerilerini geliştirmeleri,
  • Sosyal ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmeleri,
  • Akademik alanda yaşıtlarıyla aynı düzeyde olmalarını sağlamak

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin(APA 2001) tanımına göre; özel öğrenme güçlüğü zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin standart testlere göre yaş, zeka düzey ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla tanısı konulan bir bozukluktur.
Öğrenme güçlükleri esas olarak okuma – yazma ve dil ile ilgili becerilerin gelişimini etkileyen , doğuştan gelen ve etkileri yaşam boyu süren güçlüklerdir. Bilginin öğrenilme ve işlenme biçimini etkiler. Nörolojiktir, zekadan bağımsız olarak görülürler. Fonolojik işleme, hızlı adlandırma, işleyen bellek, tepki süresi, sözel bellek ve sözlü işlem hızı gibi bireyin bilişsel becerilerine uymayan zorluklarla karakterizedir.Dil ve konuşmada , motor koordinasyon ve organizasyon becerilerinde de zorluk görülebilir. Ancak bunlar tek başına disleksi belirtisi değildir. Geleneksel öğretim yöntemlerine direnç gösterme eğilimindedir, etkileri ancak kişiselleştirilmiş eğitim ve özel eğitim desteği ile hafifletilebilir.
Öğrenme güçlükleri kişiden kişiye farklılık gösterdiğinden, her çocuk için farklı bir strateji üretmek gerekebilir.
Öğrenme güçlüğü olan öğrencilere uygulanan program daha çok çocuğa, bu güçlükle başa çıkma becerisinin kazandırılması şeklinde olmalıdır. Bunun için doğru bir değerlendirme yapılması ve uygun olan yöntem ve tekniklerin neler olduğuna doğru karar verilmesi önemlidir.

  • Öğrenmeye hazırlık becerilerini geliştirmeleri,
  • Okuma-yazmaya hazırlık ve okuma-yazma temel becerilerini geliştirmeleri,
  • Matematikle ilgili temel beceri ve kavramları günlük yaşamda kullanmaları,
  • Sorun çözme, akıl yürütme, kıyas yapabilme ve analitik düşünme becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir.
İşitme engeli olan birey, işitme yoksunluğu nedeniyle öğrenmeye en uygun yaşlarda konuşma ve dil öğrenme fırsatını kaçırabilmekte aynı zamanda hem anlama hem de konuşma becerilerinde sorunlar yaşamaktadır. İşitme engelli bireylerin kaybının tipi, derecesi, nedeni gibi etkileyen faktörler sebebiyle dil ve konuşma gelişiminde farklılıkları gözlemlenmektedir. Öğrenme güçlükleri kişiden kişiye farklılık gösterdiğinden, her çocuk için farklı bir strateji üretmek gerekebilir. Öğrenme güçlüğü olan öğrencilere uygulanan program daha çok çocuğa, bu güçlükle başa çıkma becerisinin kazandırılması şeklinde olmalıdır. Bunun için doğru bir değerlendirme yapılması ve uygun olan yöntem ve tekniklerin neler olduğuna doğru karar verilmesi önemlidir.
  • İşitmelerini en üst düzeyde kullanmaları,
  • İşitsel algı becerilerini kullanarak yaşıtları düzeyinde dil ve konuşma becerisi geliştirmeleri,
  • İletişim becerilerini geliştirerek günlük yaşamda kullanmaları,
  • Okuduğunu anlama ve okuma yazma becerilerini geliştirmeleri,
  • Temel matematik becerilerini kazanmaları,
  • Akıl yürütme becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir.

Dil ve Konuşma Güçlüğü, bireyin, sözel, sözel olmayan veya grafik sembol-işaret sistemlerini kullanarak iletişim kurma (alma, gönderme, işlemleme, kavrama-anlama) yetisindeki kişisel, sosyal, eğitim ve iş hayatını etkileyen durumdur. Bu durumlarda işitme, dil ve konuşma süreçleri hafif düzeyden çok ağır düzeye yayılan gelişimsel ya da edinilmiş (sonradan ortaya çıkan) olarak etkilenebilir. Tıbbi nedene dayalı olabileceği gibi belirli bir nedene bağlı olmayabilir ve/veya çeşitli engel gruplarına ikincil olarak eşlik edebilir.

  • Sesletim (Artikülasyon) ve ses bilgisel farkındalık(Fonolojik) becerilerini geliştirmeleri,
  • Günlük iletişimde konuşma hızını ve ritmini işlevsel ve akıcı bir şekilde kullanmaları,
  • Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
  • Okuma yazma becerilerini geliştirmeleri,
  • Günlük iletişimde alternatif ve destekleyici iletişim yöntemlerini kullanmaları beklenmektedir.

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar’ın en temel özelliği iletişim kurmada zorluk ve buna bağlı olarak sosyal ilişkilerde zayıflıktır. Yenidoğan ve erken çocukluk döneminden itibaren gelişimsel farklılıklar söz konusu olabilmektedir: göz teması kurmama, ismi ile hitap edildiğinde bakmama, işaret parmağı ile objeleri göstermeme veya biri gösterdiğinde o yöne değil parmağa bakma, uzakta durma, arkadaşları ile ilişki kurma isteğinin olmaması. Yaygın Gelişimsel Bozukluklar’ın diğer bir özelliği dil gelişiminde gecikme veya dil becerisinin hiç kazanılamamasıdır. Zihinsel gelişimlerine baktığımızda IQ puanlarının oldukça farklı olduğunu görebiliriz. Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış çocukların zihinsel becerileri, en ağır düzeydeki zekâ geriliğinden üstün zekâya kadar geniş bir aralıktadır. Yaygın gelişimsel bozukluklar tanısı altında beş farklı özel gereksinim grubu yer almaktadır:

  • Otizm
  • Asperger Sendromu
  • Rett Sendromu
  • Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu
  • Başka türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk

Otizm Nedir?

Nörogelişimsel bir bozukluktur.Sosyal etkileşimde yetersizlikler, iletişim ve oyun becerilerinde yetersizlikler, sınırlı yinelenen davranışların üç yaş öncesinde ortaya çıkma durumudur. Çocuğunuz 6. Ayda gülümsemiyorsa, 12. Ayda babıldamıyorsa ve adına tepki vermiyorsa, el sallamıyor ve eliyle bir şeyi göstermiyorsa, göz teması kurmakta sınırlılık yaşıyorsa bir uzmana danışın.

Asperger sendromu Nedir?

Dil ve zihin alanlarında normal gelişim gösteren ancak sosyal gelişim ve ilişki kurmada sınırlılıklar yaşanan, takıntılı davranışların gözlemlendiği bir otizm spektrum bozukluğudur. Rutinlere bağımlılık gösterebilirler.

Çocukluk Dezentegratif Bozukluğu Nedir? (Heller Sendromu)

Heller sendromu olarak da adlandırılan gelişimsel bozuklukta çocuk  iki yaşa kadar normal gelişim gösterir. İki yaşından sonra alıcı ya da ifade edici dil, uyumsal davranış ya da sosyal beceriler, zihinsel beceriler, bağırsak ya da mesane kontrolü, oyun ve devinsel beceri alanlarından en az ikisinde beceriler yitirilir

Rett Sendromu Nedir?

6. – 18. aylar arasında  ortaya çıkan, genellikle kız çocuklarını etkileyen, kalıtsal bir gelişim bozukluğudur. Rett Sendromu belirtileri; başın büyüme hızında yavaşlama, el becerilerinin kaybı ve tekrarlayıcı el hareketleridir. Başka türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk 3 yaş sonrası ortaya çıkan otizm belirtilerinin kısmen olması durumudur. Hafif otizm özelliği ya da yüksel işlevli otizm özelliği  görülen durumlarda konulan tanıdır.

Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk

“Atipik Otizm” olarak bilinir. Otizmin tanı kriterlerini tam olarak karşılamayan ancak otizm belirtilerinin bulunduğu çocuklar bu tanıyı alırlar. İletişim bozukluğu ve duygusal olgunluğun yaşına uygun olmaması söz konusudur.

  • İşlevsel becerilerin kazandırılmasına ön koşul oluşturan temel eşleme ve taklit becerilerini geliştirmeleri,
  • Sosyal etkileşim başlatma ve sürdürme becerilerini geliştirmeleri,
  • Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
  • İletişim becerilerini geliştirmeleri,
  • Bağımsız çalışma ve işlevde bulunma ile organize olma becerilerini kazanmaları,
  • Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini geliştirmeleri,
  • Akademik becerilerini geliştirmeleri,
  • Toplumsal yaşama katılım ve sosyal uyum becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir